25 Ocak 2012 Çarşamba

Kürt Sorunu Tartışmalarında Yozgat Eşiği

Diyelim ki televizyonda Kürt sorunu üzerine bir tartışma programı var ve programda Kürt hareketinin (HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP vs.) bir temsilcisi veya Kürt sorununda bildik söylemlerden farklı söyleme sahip birisi var. Tartışma bir noktaya kadar karşılıklı soru ve cevaplarla devam ederken programın sunucusu (şimdilerde moderatör de diyorlar) veya cevval bir devlet yanlısı katılımcı aslında ne kadar eşitlikçi ve demokrat olduğunu karşısındakinin gözüne sokmak istercesine o eşsiz tespiti yapar:

“İyi de memlekette bir tek Kürtler ’in sorunu yok ki? Mesela Yozgat’ta da durum çok farklı değil?”

İşte buna “Kürt Sorunu Tartışmalarında Yozgat Eşiği” diyoruz. Bu eşiğe gelen kişi, esasında Kürtler ’in genellikle kimliklerinde kaynaklı yaşadıkları sorunları görmezden gelerek olayı öncelikle ekonomik (ve biraz da demokratik) sorunlara indirgemeyi tercih ediyor demektir. Tartışmanın gidişatı itibariyle söyleyecek başka sözü kalmayan herhangi bir zat-ı muhteremin son sığınağı burasıdır: Yozgat.

Peki, Kürtler’le el tutulma bahtsızlığına mazhar olan Yozgat nasıl bir yer?

İlk olarak isminden başlayalım. Yozgat Valiliği’nin sitesindeki bilgilere göre, asıl adı “Bozok” olan ilin adı, zamanla “Yozgat” olarak değişmiş. Bozok, olarak anılmasının da sebebi Oğuzlar’ın “Bozok” kolunun bölgeye akın etmesi olarak belirtilmiş. Rivayete göre 1800’lü yıllarda Yozgat, Saray Köyü’nden itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükseldiği için önceleri “Yüz kat” denmiş, zamanla bu isim söylene söylene “Yozgat” halini almış. Benim çok daha güvenilir bir kaynak olarak gördüğüm Sevan Nişanyan’ın sitesine göre ise ismin kaynağı bilinmiyor.

İsim bakımından yaklaşırsak Yozgat ili ne mutlu ki nereden baksanız 200 senedir kendi ismini kullanmakta. Herhangi bir dayatma sonucu bilmediği bir isme sahip olmamış. Dolayısıyla bu bakımdan isimleri zorla değiştirilen Kürt illerinden daha şanslı.

Nüfus kayıtlarına bakarsak Yozgat’ın 2010 yılı kayıtlarına nüfusu 476.096 olarak tespit edilmiş. Her ne kadar herhangi bir sayım yapılmasa da Kürtler ‘in yoğunluklu olarak yaşadığını illerdeki nüfusa göre tahminde bulunursak 12-13 milyon Kürt’ün yaşadığını kabul edebiliriz. Yani bu bakımdan da bir benzeşme yok.

Ekonomik göstergelere bakarsak TÜİK verilerine göre yapılan hesaplamalarda Yozgat, 9376 dolar kişi başına düşen milli gelirle 81 il arasında 61. sırada. 73 ve 74. Sıralardaki Bartın ve Aksaray’ı saymazsak geri kalanı, 81 numaralı son il olan Şırnak’a kadar hepsi ilkokul haritalarında Doğu ve Güneydoğu olarak tabir edilen bölgelerde yer alan illerden oluşuyor.

Wikipedia’dan edindiğimiz bilgilere göre ilin %99’u tarıma elverişli ve geniş bozkırları hayvancılık için uygun ortam sağlıyor. Evet, işte burada bir benzeşme mümkün…dü. Tabi Kürtlere o yaylaya çıkamazsın, bu vadiye giremezsin, şu tarlaya yan gözle bile bakamazsın denip köylerinden sürülerek kent yoksulları haline getirilmeselerdi.

En önemlisi, Kürtler dillerini, kültürlerini özgürce yaşamaktan ve anadillerinde eğitim alma hakkında mahrum bırakılmışken Yozgatlılar’ın bu konularda kıyas kabul etmez bir şekilde olabildiğince özgür olmaları.

Bu birkaç temel göstergeye bakarsak bile Kürtler ’in hem ekonomik hem de özellikle dil, kültür ve kimliklerini yaşatma konusunda Yozgatlılar’dan daha kötü durumda olduğunu görebiliriz.

Kürt sorunu tartışmalarında Yozgat eşiğinin özellikle devletçi görüşleriyle bilinen kişiler tarafından kullanılması, insanda Kürt illerine göre daha iyi durumda olsa da genele göre kötü durumda olan Yozgat’ın bilinçli olarak geri bıraktırıldığı izlenimini yaratıyor. Yoksa başkent Ankara’dan dahi daha fazla memleketin ortasında olan bir ilin hala Anadolu kaplanı olamaması başka türlü nasıl açıklanabilir ki? Herhalde Yozgatlılar’ın tembelliğiyle değil.

Her kim ki Kürt sorunu tartışmalarında Yozgat eşiğini dile getiriyor, orada kimlik sorununu görünmez kılmaya çalışan bir milliyetçi var demektir. Ve milliyetçilik hayırlı bir şey olsaydı Yozgat eşiği diye bir şey olmazdı.

0 yorum: