|
1-Kanî Sincê'ye inen patika |
Köyün içinden
Kanî Sincê'ye yani aşağıdaki tarlaya inen patika, artık çok az insan kullandığı için otla kaplanmış.
Belli belirsiz bir iz şeklinde diğer tarlaların arasında aşağıya doğru kıvrılarak iniyor. Diğer tarlalar da artık ekilmediği için neredeyse otlağa dönmüşler. Eskinin bereketli tarlaları, şimdi daha önce hiç işlenmemiş gibi görünüyorlar.
İşte tam o patikadan inerken karşımıza çıkan siyah yılan, galiba babam kafasına bastığı için öyle kuyruğunu sallayarak can havliyle kaçtı.
Yılanla yüzyüze tanışmam da böyle oldu.
|
2-Tırtılların yemeye başladığı ağaç |
Köydeki bütün meşelerin yapraklarını bir tür tırtıl yemiş, yemeye de devam ediyor.
Kanî Sincê'ye inerken uzaktaki görünen tepelere kadar bütün meşeler yapraksız. Normalde gözün alabildiği her yer yemyeşilken şimdi yapraksız kalmış ağaçlar yüzünden öbek öbek kahverengi hakim. Ülkü teyze "65 yaşındayım, ben hiç böyle bir şey görmedim. Önceden ormanlar yakılırdı, şimdi böcek atılıyor" dedi. Birbirini gören uzak ve yüksek tepelere ev değil ama büyük biraderin herkesi gözetleyebilmesi için koca koca karakollar kurulmuş. Tırtılların da meşelerin yapraklarını yemesi ve bu sayede karakolların o bölgede bulunanları görmesi için helikopterden bırakıldığını söylüyor. Çünkü meşeler o kadar sık, yapraklı ve yeşilmiş ki arasına fil saklansan görünmezmiş.