GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

27 Haziran 2012 Çarşamba

Avrupa Sol Partisi'nin Bolivya Açıklaması

Bolivya'nın Demokratik Olarak Seçilmiş Hükumetini Destekliyoruz! Latin Amerika'da Başka Bir Darbe Daha Olmamalı!

Bolivya Başkanı Evo Morales'in hükumetinin, açıkça darbeye yol açacak bir politik kampanyayla hedef alınmasından derin endişe duyuyoruz.

Evo Morales'in 2005 ve 2009'da büyük bir çoğunlukla Başkan seçildiği hatırlanmalı. Onun başkanlığı, ülkesinde radikal demokratik ve sosyal değişimlere dair umudu arttırdı.

Bolivya ve diğer pek çok Latin Amerika ülkesinde, geniş toplum kesimlerinin desteklemesiyle demokratik seçimler çerçevesinde, eski elitler yerini sol hükumetlere bıraktı. Sol hükumetler, yıkıcı neo-liberal ekonomik politikalar ve Kuzey'e olan tarihsel bağımlılıklarını bitirme hedefleri için birleştiler.

25 Haziran 2012 Pazartesi

Zana ve Kürt Milliyetçiliği (mi?)

Maddi ve manevi açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı, ulusçuluk, ulusalcılık, nasyonalizm...

En basitiyle yani TDK'nin verdiği tanımla başlayayım dedim. Bu aralar yine "Kürtler, milliyetçiliğe kayıyor" iddiaları başlıyor gibi.

Bu ülkedeki BDP, KADEP, HAK-PAR gibi Kürtlerin taleplerini dile getirdiklerini iddia eden partilerin Kürtler'e dair temel olarak istekleri belli: Anadilde eğitim ve kendini yönetme. Bu ikinci isteği (sanırım en çok korku salan da bu) kimi demokratik özerklik, kimi federasyon diye adlandırıyor. Bu kadar örgütlü olmayanlar için belki de Avrupa Yerel Yönetimler Şartı'nın uygulanması yeterli olacak. Adı o kadar da önemli değil diye düşünüyorum.

Peki, anadilde eğitim ve kendini yönetme isteği milliyetçiliğe mi denk düşüyor?

20 Haziran 2012 Çarşamba

Yerli SYRIZA mümkün mü?

Kapı komşumuz ve ortak tarihe sahip olduğumuz Yunanistan’daki 17 Haziran seçimleri sonuçlandı. Hepimizin neredeyse bir devrim olacakmış gibi heyecanla takip ettiği ve kalbimizin SYRIZA’yla birlikte attığı 17 Haziran seçimlerinde, sıralama ne yazık ki 6 Mayıs seçimlerinden çok farklı olmadı (Hepimiz derken Stalinistler hariç. Onların kalbi YKP’yle attı. Ama sonuçlara bakarsak belli ki halkın kalbi onlarla atmamış)

SYRIZA, yani Radikal Sol Koalisyon, yani köklü sistem değişikliğini savunan demokratik ve özgürlükçü sosyalizm yanlısı bir parti, nasıl oldu da %26,87 oranında oy alarak çok az bir farkla seçimleri ikinci sırada bitirdi?

18 Haziran 2012 Pazartesi

Alexis Tsipras'ın Seçim Sonrası Konuşması

Sevgili Yunanlar,

Bir buçuk ay önce, Yunan halkının saygınlığı ve gururunu savunmak için hep beraber zorlu ve etkileyici bir yola çıktık. Halkın kemer sıkması ve yoksullaşmasına neden olan memoranduma son vermek için. Umudun ateşini yakmak için, Avrupa'nın çözülmeye ve yok olmasına giden yola engel olmak için.

İnanılmaz bir şantaj, çarpıtma ve psikolojik teröre karşın, bu savaşı kararlılık ve özveriyle verdik.

Ülke içinde ve dışındaki geçmişe ait güçlerin kötücül ittifakı, halkımızın sosyal adalet ve saygın bir yaşam özlemini durdurmak için her şeyi yaptı.

Bu yük ve bu sorumluluğu omuzlamaktan gurur duyuyoruz.

6 Haziran 2012 Çarşamba

Alexis Tsipras'la Röportaj

Panagis Galiatsatos ve Petros Papaconstantinou

Radikal Sol Koalisyon'un (SYRIZA), Atina merkezde yer alan Koumoundourou Meydanı'ndaki ofislerinde ilk göze çarpan değişiklik, arttırılan güvenlik önlemleri. Parti başkanının yedinci kattaki odasında oturan Alexis Tsipras, Yunan politika merdivenini tırmandıkça daha fazla baskıyla karşılaşacağının farkında gibi görünüyor.

Christos Carras'ın güvercinleri resmettiği tablosunun altında oturan ve 6 Mayıs seçimlerini takiben birdenbire kendini başbakanlık koltuğunun ciddi bir adayı olarak bulan 38 yaşındaki politikacı, sözcüklerini dikkatlice seçiyor ve 17 Haziran'da yapılacak yeni genel seçimler için iyimserliğini ayarlıyor.

“Bize oy veren herkesin ideolojik olarak solda yer aldığı yanılsamasında değiliz” diyor. “Bir yere kadar, başarımız karşıtlarımızın yaptığı yanlışlara da dayanıyor: Onlar, kargaşaya yol açan memorandumu açıkça desteklediler ve sonrasında hükumet kurabildikleri zaman da sorumluluğu üstümüze yıkabilmeyi umarak ülkeyi yeni seçimlere götürdüler. Ve şimdi Yunanistan'ı içinde bulunduğu korkunç duruma düşüren aynı tükenmiş insanların en modası geçmiş araçlarıyla karşılanıyoruz.”

4 Haziran 2012 Pazartesi

Ayasofya'da Kaza Namazı

Bu aralar "muhafazakar" gazete ve tv kanallarında bir Ayasofya sevdasıdır almış başını gidiyor. Ayasofya sevdası dediğim de salt İstanbul'daki için değil, Trabzon'daki Ayasofya için de var.

Her ikisi de II.Mehmed tarafından İstanbul ve Trabzon fetihlerini takiben vakıf eseri olarak camiye çevrilmiş. Cumhuriyet'ten sonra İstanbul'daki  Ayasofya 1934'te, Trabzon'daki Ayasofya ise 1964'te müze olarak hizmet vermeye başlamış.

Şimdi malum çevreler, bu sefer de tapu kayıtlarına istinaden her iki müzenin de ibadete açılmasını talep ediyorlar. Tapuya göre buralar II.Mehmed'in vakıflarına aitmiş ve onun isteğine uygun kullanılmalıymış. Yıllardır dile getirilen bu taleplerin, bu sefer karşılanma ihtimali hayli yüksek görünüyor.

Kürtaj yasasını takiben zina yasasını da gündeme getirip geçirebilecek bu hükumet, başarılarını da Ayasofyalar'da şükür namazı kılarak kutlar artık...

Biz de lise yıllarında mahalle baskısı nedeniyle kılamadığımız namazların kazalarını gönül rahatlığıyla kılarız.

(Ha, bu arada lise yıllarında namaz kılmadığımız ve oruç tutmadığımız için uğradığımız mahalle baskısıyla ilgili hangi gazeteye röportaj vermemiz gerekiyor?)

(Ufuk Uras'ın röportajını okumak isterseniz)