GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

20 Temmuz 2012 Cuma

"Toplasam O Oyları, Buradan Köye Yol Olur mu?"


"Ben her şeye rağmen, elimde o yönde veya bu yönde ampirik bir veri olmasa da, biraz da sezgisel olarak diyelim; aceleye getirilmemiş, parti örgütlerinde ve orta ve üst düzey yönetici kadrolarca layıkıyla tartışılmış, yakınlaşma (en azından diyalog) sürecinde seçmen kitlelerine yönelik PR çalışmalarıyla desteklenmiş, yaklaşık iki yıla yayılmış bir projenin; hele bir de silahların sustuğu, çözüm umutlarının yeniden yeşerdiği bir konjonktüre denk gelirse; başarılı olacağına inanıyorum. Bu yüzden, evet ittifak diyorum.”

Burak Cop, son yazısında böyle diyor. Ufak bir google araştırmasıyla ulaştığımız veriler ise bunun tam tersini gösteriyor. Yani Dağhan Irak'ın yazısındaki "Her iki partinin seçmenine de ‘oy vereceğiniz 2. parti hangisidir?’ ve ‘hangi partiye asla oy vermezsiniz?’ soruları sorulmalı... 2+2 her zaman 4 etmez, eğer her iki partinin seçmeni de diğer partiye çok soğuksa, 2+2 toplamda 1.5 bile etmeyebilir.” sonucuna ulaşıyoruz.

13 Temmuz 2012 Cuma

Türkiye Solunun Karasevdası: CHP


Öncelikle bu yazının yazılma nedeni olan Burak Cop'un yazısı: CHP ve BDP seçim ittifakı yapmalı

Sistemin kendisine karşı verilen onca mücadeleye rağmen kurucusuyla flört etmek, bu ülkedeki sosyalist solun makus talihi mi?

Tamam, yıllardır o kadar halk, toplum, emekçiler üzerine bir ton laf edilmesine rağmen parlamenter mücadele içinde tek bir başarı elde edememiş olmanın getirdiği bir travma var ama bu başarısızlıktan kurtulmanın yolu olarak derin olan, sığ olan, sivil olan, askeri olan her tür devletle içli dışlı siyaset yürüten, Ergenekon denen Kürtlerin ve sosyalistlerin anasından emdiği sütü burnundan getiren bir yapıyı savunan, milletvekilleri arasında Süleyman Demirel gibi "Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" diyen birinin kontenjanından girenlerin olduğu bir partiyle ittifak yapmak da neyin nesi?

Bahsi geçen ittifakın önerildiği yazıda olduğu gibi salt kör bir AKP karşıtlığının insanı getirdiği nokta, dönüp dolaşıp CHP oluyor. Türkiye'nin geleceğine dair hiçbir ortak öngörünün olmadığı, tek amacın AKP'nin alacağı milletvekili sayısının biraz azaltılması olan bir garip seçim ittifakı talebi var. Oysa ittifak yapması öngörülen iki partinin Türkiye'nin gündemindeki sorunlara dair yorumları ve önerileri çoğu konuda neredeyse taban tabana zıt denilebilir.