GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

27 Ocak 2013 Pazar

2012 Seçimlerinde Yunan Solu: Sınıf Oyuna Dönüş

5 Mayıs ve 17 Temmuz seçimleri, Yunanistan’ın politik manzarasında derin bir değişiklik dönemini başlattı. İki partili sistem parçalandı ve yerine sol ve sağ kutuplar arasında güçlü gerginliklere sahip karmaşık ve değişken bir çok partili sistem geldi. Bu seçimler özellikle son 35 yıldır Yunan politik yaşamının merkezinde bulunan PASOK başta olmak üzere 1974 rejim değişikliğinin tüm kilit bileşenlerini çözdü. Bilhassa iki memorandum ve aşırı tasarruf önlemlerinin uygulandığı 2010 ve 2012 arasındaki iki yıllık dönem, var olan politik partilerin tüm yapı ve temsilcilerini alt üst etti. Aynı zamanda, politikanın tüm alanlarında önemli ideolojik yeniden konumlanmalar ortaya çıktı. Önemli bir yan etki de başta PASOK olmak üzere neredeyse ülkenin tüm geleneksel politik yüzlerini devre dışı kalmasıydı.

Yunan politik manzarasındaki politik ve seçimlere dair bu deprem, hızla kötüye giden sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin ortaya çıkışıyla bağlantılı. Yunan ailelerin yoksulluğu 2000’den 2011’e kadar %20 arttı. Yıllarca istikrarlı bir şekilde %10 civarında olan işsizlik oranı, Nisan 2012 itibariyle %24’e tırmandı. Ücretler ve emekliliklerdeki düşüşler 2009’a göre %45’e ulaştı. Çok düşük ücretle esnek iş saatleri yayılırken iş ilişkileri de toplu pazarlık anlaşmalarının devre dışı bırakılmasıyla çözüldü.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Yunan Nazi Partisi "Altın Şafak"

Aşırı sağın Avrupa’daki yükselişinin bir parçası olan Altın Şafak adındaki Nazi partisinin Yunan parlamentosuna girmeyi başarması,; diğer yanıyla da Yunanistan’daki politik ve finansal krizin özel boyutlarını ortaya koyuyor.

Yanıt aradığımız soru, iç yapısında temel bir bileşen olarak şiddet olan bir Nazi partisinin, yıllardır sahip olduğu marjinal karakteri üstünden atmayı nasıl başardığı ve parlamenter temsil kazandığı. Altın Şafak 1980’de kuruldu ama medya tarafından “büyük ulusal öneme sahip sorunlar” olarak aşırı derecede gerilen iki konunun avantajını kullanarak 1990’larda daha etkin bir hale geldi: Makedonya sorunu ve Balkanlardan gelen göç. Burjuva partileri tutuk kalırken Yunan solu bu konulara karşı tavır aldı.

Solculara ve özellikle göçmenlere karşı gerçekleştirdiği kanlı saldırılara ve 2000’ler ve sonrasında okullara sızmasına rağmen Altın Şafak, hiçbir zaman ciddi bir parlamenter veya adli soruşturmaya maruz kalmadı. Nazizm, Yunan milliyetçiliğini vaftiz ettiği zaman, bu partinin ilk olarak 2010’da Atina yerel seçimlerine, sonrasında da %7’lere tırmandığı 2012 parlamenter seçimlerine katılmasına yol verildi.

10 Ocak 2013 Perşembe

GUE/NGL: Paris'te Kürt Aktivistlerin Suikaste Uğramasını Kınıyoruz

GUE/NGL milletvekili Marie-Christine Vergiat (Fransa-Sol Cephe): “Bu cinayetle karşısında hissettiğim dehşet ve üzüntüyü ifade edecek söz bulamıyorum. Rojbin Fidan Doğan, Kürt sorunu hakkında beni bilgilendiren ilk kişiydi. Yaşam doluydu. Gülüşünü asla unutmayacağım. Kurbanların ailelerine baş sağlığı diliyorum.

Kürtler barışa bağlılıkları için hala ağır ağır bedel ödüyorlar ama hiçbir tür provokasyon ve suikast Türk hükümeti ve Kürt lider Abdullah Öcalan arasındaki yeni görüşmeleri engellememeli.

Fransız Cumhuriyeti topraklarında, bu tür suikastler kabul edilemez. Fransız yetkililer suçluları bulmak ve cezalandırmak için her tür çabayı göstermeliler"

6 Ocak 2013 Pazar

Rusya'daki Sol Politik Güçler

Başkan Vladimir Putin'in iktidara yükselişinin, solun içinde bulunduğu durumu devam ettireceği Parlamento ve başkanlık seçimi kampanyalarının kendisinden belli olmuştu bile. Kampanya boyunca Putin, RFKP ve sözde “yurtsever muhalefet”in kendilerine ait saydıkları kozları kullanmayı yine bildi. Putin, Rusya'nın büyük güç olduğu söylemiyle seçmenleri etkiledi ve Kafkaslar'daki askeri operasyonların ateşlediği artan milliyetçi duyguların avantajını kullandı.

Başkanlık otoritesinin bu takviyesi, yine de, sadece Putin'in kişisel imajı ve büyük güç sömürüsüne, milliyetçi duygulara bağlanamaz. Rusya'nın politika sahnesindeki güçler dengesini etkileyen başka bir önemli etken de 1999'da başlayan, ağırlıklı olarak (Rusya ihracat gelirinin ana kaynağı olan) petrol ve gaz fiyatlarındaki artışa ve bir dizi başka lehteki ekonomik koşula bağlı istikrarlı ekonomik büyümeydi. 2008-2009 krizi durumda keskin bir değişikliğe yol açmadı. Ama Rusya'da toplumsal ayrışma ABD'den fazla, İsveç'ten ise 2 kat daha fazla ve daha da artıyor. Aynı zamanda yoksulluk da yüksek seviyelerde.

Son on yılda Rusya'nın iç politik durumu, muhalefetin ancak Başkan'ın yönetimi tarafından kesin bir biçimde sınırlanan bir alan içinde hareket edebildiği sınırlı bir demokrasi olarak tarif edilebilir.

5 Ocak 2013 Cumartesi

Bir İşçi Sınıfı Trajedisi: Şişecam

Günlerdir Topkapı’daki fabrikada eylem yapan ve bu sabah itibarıyla polis kuşatmasına maruz kalan Şişecam işçilerinin örgütlendiği sendika Kristal-İş. Şişecam’ım sahibi ise İş Bankası grubu. İş Bankası’nda örgütlü sendika ise BASİSEN. Her iki sendika da Türk-İş üyesi: http://www.turkis.org.tr/index.snet?wapp=6C5B5960-73BA-4B13-9719-731DBE10380D

Şişecam’ın sahibi olan İş Bankası hisselerinin %40,73’ü, yani çoğunluğu banka çalışanlarının üye olduğu İş Bankası Munzam Sandık Vakfı’na ait. Yani dolayısıyla bu Vakıf aracılığı ile çalışanlara ve emeklilere ait görünüyor: http://www.isbank.com.tr/content/TR/Yatirimci_Iliskileri/Kurumsal_Bilgiler/Ortaklik_Yapisi-256-247.aspx