GUE/NGL

Geçen Eylül’de yapılan seçimlerde, seçmenler SYRIZA’nın iki eksene dayanan yeni siyasi programını kabul etti:

GUE/NGL Milletvekillerinin Diyarbakır’ın Sur İlçesine Girmelerine İzin Verilmedi

GUE/NGL heyeti, Türkiye ziyaretine dair raporunu Strazburg’da 8 Mart günü saat 17.30’da açıklayacak.

GUE/NGL

Cizre sakinlerine yönelik ölümcül saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz.

22 Eylül 2015 Salı

Quincey: Yunanistan Seçim Sonuçlarına Dair İlk Düşünceler

1. Her şeyden önce, bu SYRIZA’nın değil, Tsipras’ın zaferi. Tsipras’ın partisi eski halinin bir gölgesi. Kendisini destekleyecek bir parti mekanizması olmamasına, satacak gerçek bir hikâyesi olmamasına rağmen, bir kere daha karşıtlarını yıkarak muazzam bir zafer kazandı. Zorlu bir müttefik zaten olduğunu biliyorduk, şimdi ona hak ettiği şekilde muamele etmeliyiz: Zorlu bir karşıt olarak.

2. Aksine, Halkın Birliği ve genelde Sol (Yunanistan Komünist Partisi’nin performansı da hayal kırıklığı yarattı) küçük düşürücü bir yenildi aldı. Halkın Birliği’nin saflarında birkaç bakanı, 30 kadar milletvekili, sendikacıları, aktivistleri ve gerçekten ünlü simaları (Zoe, Glezos, hatta birkaç gün önce desteğini açıklayan Varoufakis) vardı. Yine de kurnaz Tsipras ve elemanları tarafından boğuldular.

10 Eylül 2015 Perşembe

GUE/NGL: Şiddeti Durdurun, Barış Sürecine Devam Edin

GUE/NGL’nin Fransız milletvekili Marie-Christine Vergiat Türkiye’de şiddetin durması ve barış görüşmelerinin devam etmesi çağrısında bulundu.

“7 Eylül Pazartesi’den bu yana, polisin müdahale etmeden izlediği Ankara’daki genel merkez binası dâhil olmak üzere HDP’nin 300’den fazla parti binası ateşe verildi ya da tahrip edildi.

Bu şiddet patlaması tesadüf değil. Tehlikeli politik oyunların ve Kürt sorununun seçimler için araçsallaştırılmasının doğrudan sonucu.

Avrupa basını ve uluslararası basın ordu ve PKK saflarındaki ölümleri haber veriyor. Ama az bilinen şu ki; bir ayda 100’e yakın sivil kürt öldürüldü ve kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere bir kısmı sokağa çıkma yasağına uymadıkları gerekçesiyle keskin nişancı polisler tarafından vuruldu. Aynı zamanda Kürt kenti Cizre’de ambulansların geçişine izin verilmedi ve aileler yakınlarının cesetlerini derin dondurucularda saklamak zorunda kaldı.